Aykut Akgül – aysberg bozuntusu

soğuk kanlı bir Türkçe sözlüğe benziyordu kumsal
ve mızrağın ucundaki aysberg bozuntusu kalbim
hain bir sese güzel renkler beğeniyorum
merhametli atıflar
zaman zaman tekmelenen masalar
kafaların basıldığı klozet şarkıları
ve bir evin çatısında dakikalarca bakıştığımız o vahşi atmaca
bütün fikirlerim yarı baygın
beni gizlediğim yere, evime bıraksana

başımı dayadığım gıpgri bir namlu
kıyısına çıkartıldığım bir gemi yangını gibi ateşli hala
ağzımda bazı reklam jenerikleriyle korkuyorum
ama çok aşırı bazen anlıyorum fena kadınları
ve sırf ödül diye alıyorum koynuma bazı parfüm kokularını 
saat ise, hayvanlar için de lütfen birazcık ağlamalı
elbette hiçbir eve hizmetçi yakışmaz biliyorum 
başka bir evrene bakmalı 

vahşi dersler 1.
robot resmini çizdiğim bir manzara
başı kopmuş ve ordan oraya kaçan yıldızlar ekliyorum tavana
atlaslar kusan bir sarhoş koyalım şu kanepeye de
anbean düşüp duran uzunca bir sigara külü 
halının üstünde rocker desenler
duvarlara da sıçrayan konfeti kanları ekledik mi tamam

bana binlerce aynı mesajı getirmiş gibi sahile vurmuş bütün ölü balıklar
hepsinin damağında da aynı yara
aynı nara
tuhaf, yağmur yağıyor parmaklarıma

fısıltıyla arıyorum seni bir şehrin içinde
bir yanımda terziler, bir yanımda teraziler
kimi dansa kaldırsam vals bilmiyorum
nereye baksam şelaleye dönüşmüyor
fısıltıyla arıyorum seni bir şehrin içinde
bir yanımda piyanolar, bir yanımda piyangolar 
kime dokunsam çatlak bir vertigoyum
nereye baksam yarısı yanık bir fotoğraf
ağır ağır veriyorum son sırrımı
fısıltıyla arıyorum seni bir şehrin içinde
çünkü; ben seni insanlara soracak
tarif edecek masallar bilmiyorum

bomboş bir sinema salonundaki cenaze merasimi
eskiden olsa oturur saatlerce buna ağlardım
şimdi kimin gözlerine baksam suçluyu hemen yakalıyorum
su dediğin, buza tutunmuş bir çaresizdir
sırtındaki hançerlere kızma
tabutundaki çivileri daha görmedin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir