Ersin Kurt – ALIŞKANLIK MESELESİ

Evrende kapladığın bütün alan
Hiçlerle kışlar çarpımı
Sürekli dağılamazsın, hadi toparlan!
Kendine acımanın ne yeri, ne de sırası

Ne çok şey deneyimlemişti belleğin
Bu yüzden alışman lazımdı ihanetlere ve cinayetlere
Ama hâlâ, gün aşırı her sarsıntıda
Fikrinin küçücük odaları zangırdıyor
Duygusallığın sınırlarını fazlasıyla aşıyorsun
Haberin olsun!

Şimdi zamanı değil!
Önce plağı ters çevir sonra kahırlan
Varlıktan nasibini almamış bahtın
Paranın ceplerindeki yoksunluğu tüy kadar hafif
Bundan sebep yenilgilerinin çoğu yoksulluktan
Neyse ki bu gerçeği ıskalamadın
Hezimette sınır yok, kimseyle husumetin de…
Talihsizliğin yaradılıştan.

Aykırılığı azıcık göze alsaydın
Her şeyi değiştirebilirdin belki de
Yıllarca siyaset hep aynı çorbayı ısıttı, afiyetle içtin
Kanallar çaresizken, hep tekrar yayınlara abandı
Denizi ilk kez görüyormuş gibi hayretle izledin
Bu taktikle hepsi günü kurtardı, ispatı çok
Ama sen benzer şeyler söyleyince deliye çıktı adın
Sırtına kurşun sıkanlara ayrıca üzülürsün
Şu an kendi derdine yan, kalmasın tadın.

Zaman: Ne olduğunu henüz anlamadan
Tek elde biten kahpe bir poker…
Bu gerçeği anladığın için,
Her mutsuz finalde sonunu görür gibisin.
Muhtemel; ahlar, atlar ve kitaplarla yaşlanacaksın
Lakin amansız bir hastalığa yakalanman da olası
Çünkü, her ortamda Yunan askeri muamelesi görüyor yüreğin
Taş olsa katlanamaz bu dışlanmaya
Alışmadın, alışamadın, alışamayacaksın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir