Kiraz Çiçeği (Birinci Karat)
Ölmek istediğimde elimi bırakmayan sana. (Choi Seungcheol)
Siyah inciler renginde çiçeği,
Tacı iki kişilik yokluktan örülme.
Yorgun bir sesle kelepçe yüreği, yıldızlar dizilmiş göğsüne dilemek için ölümü.
Ağlamaktan boyanmış mezarları kiraz çiçeklerine.
Gölgesi ruhun, cennetin ucunda.
Olmayan renklerin karışımı kumsallar.
Boğulmuş sular derisinde.
Bir karmaşıklık sürüklüyor göz bebeklerini saçlarından.
Düşmüş kirpikleri galaksilerin damarlarına.
Yanıyor öpülesi dudakları,
Dönüyor uzun zayıf dişler.
Böcekleniyor baştan aşağı evrimler,
Saçılıyor ortalığa örümcek gözlü hisler.
Boynundan soluyarak deriye sinmiş mürekkep,
Koskocaman bir devenin nehirlerinde kaybolmuş kirazları.
Ne bozduysa ruhu, mavi bir kiraz çiçeği tutmuş parmaklarından.
Dökülmüş avuçlarından dünyalar Tanrı’nın
Varış yerleri bükülmüş dolgun kemerler.
Evren yeni bir babalıkla dönüyor,
Pembelikten düştükçe aşk kırmızılara bürünüyor.
Dolanıyor beline bir meleğin kiraz çiçekleri, hisler göğsünde bir yetimin.
Tanrı’nın Şeytanı (İkinci Karat)
Altından kanadı sökülmüş varmaya çalışırken Tanrı’ya.
Gözler kaderi anlattığında onlardan kaçamazsın.
Meleksen, kırık kanadınla uçtuğun yerlere gerçekle ulaşamazsın.
Dinlediği nasihatler, duyurulmamış içindeki şeytana.
Susuyor ölüm karşısında çünkü aynı dili konuşmuyorlar,
Kavga hâlinde dünya ile çünkü aynı derdi paylaşmıyorlar.
Melek, düştüğünden beri dünyaya bir kanadı paramparça.
Taşa oturuyor uzun saçlı nehirleriyle.
Gözler törpülenmiş kabul görmeyen incelikle.
Uçurmuş bütün dişiliğini beklenmedik bir hüzünle.
Kanadından biriyle dönüp durmuş Tanrı’nın
Merhametten en yoksun yerinde.
Bir kraliyet mührü düşen ince dudaklarından,
“Tanrı dilese tutar beni kırık kanadımdan.”
Ayla çiçek koparken sabahın göğsünden
Damlatılmış bütün sarılıklar meleğin yüzünden.
Sular alıp götürmüş pürüzsüzlüğünü kanadın,
Yoksun tek parçasından artık melek hayatın.
Tanrı’ya varma umuduyla uyandırmış içinde uyuyanı.
Düşürmüşsün kendi çiçeklerini denizlere,
Kanadının yetimliği kapkara boşluklara delikler açmış sen kaçarken.
Varamazdın Tanrı’ya,
İçindeki şeytan uyandığında düşmüş ikinci kanadın da.
Parmağını sürterek cehennemin kapılarına
Bir şarkı edinmiş ateşin derinliklerinden.
Sen dönülmeyen evin büyüsüsün, kaçamazsın kendinden.
Boşluklara açtığı deliklere düşmüş,
Altından kanatları şeytandan ruhu…
Sen Tanrı’nın ikilemisin olamazsın tek başına. Dilediği boyunca bir kanadın eksik kalacak ve
bedenin şeytanın ruhuna ihanetle dolacak.