Sevda Altınkaya – inkâr edeceğin bir doğum hikâyesi

Sana siyasi bir yasakla tamamlandım 

Bilirsin bu sokağı içimde yitirdim

sonra üzerinden basarak geçtim

Zaman bana kalpsiz bir öğreti gibi yapıştı

Yaklaştın, bana elini verdin

Belli ki yıkmaktı dileğin

Sana istediğini vereceğimden emindin

Siyasi tarihim kötüydü geçmişimden kan taşıdın

Korneam zayıftı, körlük bilincimdi 

Gözlerimin acımasız ağrısı sendendi

Doğurmak isterken kendini 

bana karşı geldin

Çok inanç devşirdim ben bu coğrafyadan

Katlin vacipti, iptal ettirdim

Mekan içinde yalnızlık taşır

Düşünmek aklı oyalar, din kimseyi memnun etmez 

Her şeye açıklama bulmak gerekir, dünya düzeni böyle işler

Umursamazlığın bende bir yerleri kanatır sonra yakar

Ben her evin yasını alırım durmadan yüreğime 

Ben kimse ağlamıyorken de ağlarım 

Korneam hep acır, söyledim

Sen kendi yasını bile atarsın başından

Ben seni ağlarım bir Anadolu köyünde

Sen kurnaz köylülerden yana değilsindir

Yasalar işlesin diye beklersin

Kohlberg’i büyük bir iştahla alırsın masana 

Evrensel ahlak ilkelerine iman edersin

Acıyı bilmiyorsun sana söyledim 

Ya da neye nasıl ne kadar üzüleceğini iyi öğrendin

Anan baban ölmedi

Arkadaşlarının ana babaları da ölmedi

Gitmediğin yerleri merak ediyorsun, ben her yeri gezdim

Bir dinle anlaşmadan önce mücadele verdim

Şeytanla kucaklaşmadan önce ateşi izledim

Ben sende her yeri elimi koymuş gibi bulurum

Her yerini gezdim, şehirsizdir kalbim 

Yekinmesini bekleyen kim ölümün

Karanlık bir orta çağ kadar suçsuzum bilemezsin

Çirkinliğini örtmek isterim yüzümün 

Bana yaklaşırsın, bu kokuya uzağım

Bu korneaya bu ellere, nasıl desem

Öpsen beni unuturum siyasi tarihimi

Yitiririm öfkemi

Kimliğimi eritirsin

Başka dilde konuşmayı öğretirsin

Beni anla dersin, sadece beni anla

Kendi dilimde seni anlayıp senin dilinde konuşmak 

Ne kadar yaralar beni, bilemezsin

Bana bakarsın bakarsın, aptal mısın âşık mısın anlayamam

Ya ikisi de ya hiçbiri bence hiçbiri

Oyun oynamayı sevdiğin sokakların olur senin

Göğsünü kabartarak verdiğin adreslerin

Ben korkarım sorulardan, en çok da -nerelisin

Sokağımı unutmak isterim, ismimden başlayarak unutmayı evimi

Senin aklına güvenirim

Bak bu aşk bizim, canım sevgilim ve her şeyim 

Birinin her şeyi olmaya şiddetle karşıydım oysa

Âşık olmak rezilliktir, büyütür bizi yeni oyunlara

“Aramızda kaldı aramızda, bu dağ aramızda

Bu aşk aramızda bu bakış aramızda 

Bu suç aramızda bu öfke aramızda

Bu rezil tutku aramızda bu şiir aramızda”

Bunca şeyi bildin de sustun demek 

Bir tanrın vardı ve benimle paylaşmadın demek

Olsun ben kırarım seni, yontulur biraz kibrin

Yatıştırmak istersin aramızdaki siyasi yasakları

Bizimkiler dersin sizinkilere medeniyet getirdi

Ben nefret ederim o zaman senden

Herkes içinde biraz İsrail taşır ama sevgilim

Herkes biraz da kendine öfkeli bu yüzden 

Bu karanlık hepimizi yuttu kansa işte hepimizin elinde 

Bu sevgili, bu aşk, nereden bilirim ben senin bildiklerini

Yavan bir öğreti zaman, çekilir aramızdan

Bir duvar daha lanetlenir sınırımızda, yaklaşırız

Yaklaşmaktan korkmalıyız

Huzurunu kaçırırız küçük hayatlarımızın

-önemli sakinlerinin

Arzumuzun üzerinde tiksindirici bir gecelik 

Bunca yıl bunca uzağı yer bitirir aşkımız

Dışarıyı merak eden bir mahkumdur aşkımız

Dünyadan müebbet yemiş

İşte böylece bizim aramızda kalır her şey

Ve dışımızda

Âşık olmak hâlâ rezilliktir

Çünkü doğurdun kendini ve mimledin beni

Unutma buraya kadar seninle geldik

Nereden geldiğimizi yitirdik

Unutma kalbimin acımasız ağrısı sendendi

Çünkü doğurdun kendini

-Benden

Ve benim varlığım küllendi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir