yağmur yağar
ıslanır tüm sokaklar manolyanın kokusuyla
nefretin süngüsünü yağlar
saplamaya hazır tüm güzelliklere
istemsiz davranışlar
ve
kurşun askerler ordusu
can verebilir dokunuşu her birine
sıktığı kurşunlar ve süngüleri
gerçek kılıyor tüm nefret edilenleri
uykusuz tüm otobüs yolculuklarındansa
tekli koltuklar arasına sıkışan bacaklardansa
derdi veren aynıysa
dermanı veren de
her ikisi de
sen
saatte üç yüz kilometre yapan bi araç
yol boyunca hiç görmediğim kadar ağaç
işte buydu düşmekten korktuğum yamaç
yanına uzanamamak ile aynı şey
nefret ediyorsun sana bakmamdan
nefret ediyorum sana bakmaktan
görevlerini şaşırıyor tüm organlarım
gözlerimin içi gülüyor
kalbim yerinden çıkmak istiyor
midem kelebek beslemek istiyor
beynim kalbimi çok fena kıskanıyor
kalbimin dört odası,
halanın yaptığı biber dolması,
adem ile havva’nın elması,
aynı şeyden yenildi üçü de
hepsi aynı şey