Abdullah Irmak – Kaderde varsa iyi veya kötü

Gözler çevrilmiş gök kubbeye,
gırtlağa doğru çıkan çoşkuyla.
Kokusu serpilmiş etrafa, ağaç dallarına..
Nefeslenince ağır ağır gelir akla.

Her şey serilivermiş önüne yürüsün diye.
Yol zaten belli izleri takip etmek gerekli.
Çıkış ararsın da nasıl kaçarsın kendinden.
Kaybolmadan nasıl yolu bulur ki insan?

Savaşmak zorunda, bildiği bir şey yok başka.
Hem kendiyle hem de canavarlarla.
Devam etmen lazım yaralarını sarıp.
Her gün yeni bir macera, yeni bir entrika…

Kayıplarda iyi ve kötü, güzel ve çirkin…
Çıkartman gerek onları aydınlığına, ışığınla.
Kul söylenir de başına geleni çeker,
Yardım ediversen insancıklara.

Sırma saçlar sağa sola dağılırken rüzgarda,
Kanatır da kalbi çok, saklanır yine, içeride…
İşte akşam oldu, karardı sokaklar, parklar
Hissediliyor gelmekte olan uzaktan, ta ufuktan…

Bir ay gecenin üstünde tek başına…
Ne yıldız etrafında, ne de bulut.
Çizmiş bir kavis ve karanlığı almış karşısına,
Turuncu parlamakta bir çengel gibi.

Ağaçlar toprak severmiş, toprak da insanı..
Vurulmuş zincirlerle tepeden tırnağa,
Zamanda yer etmeye çalışan kelebekler gibi
yine de çabalamakta her zaman.

İşte yolun sonu, ışıklar ve kaldırımlar..
Caddede iki tane masmavi göz ışıltısıyla
Ahengi gökyüzüyle saklar damlaları.
Gelişler ve gidişler birer tercihse kolaylıklar herkese.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir